1 Haziran 2020 Pazartesi

Kısmen Sigortalı Sayılanlar

Bazı kişiler vardır ki esas itibarıyla Kanun'un kapsamına girmesini gerektirecek bir faaliyette bulunmamasına rağmen yaptıkları işler nedeniyle Kanun'da öngörülen sosyal tehlikelerle karşılaşabilmektedirler. Sosyal koruma düşüncesiyle bu gibi faaliyetlerde bulunan kişiler de Kanun'un kapsamına alınmaktadırlar. Ancak bu kişiler tüm sigorta kolları açısından değil yaptıkları işin niteliğine göre karşılaşabilecekleri sosyal risklere karşı sosyal güvenceye kavuşturulmaktadırlar. 5510 sayılı Kanun da bu genel ilkeye uygun olarak özel hükümler öngörmüştür.

Hükümlü ve Tutuklular

5510 sayılı Kanun'a göre hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.5/a). Bu şekilde çalıştırılanların işvereni, ceza infaz kurumlan ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni, Ceza infaz Kurumlan ile Tutukevleri iş Yurtlan Kurumu, işveren vekilleri ise Ceza infaz Kurumlan ile Tutukevleri iş Yurtlan Kurumunun sorumlu müdür ve amirleridir (m. 12/V).

Çıraklar ve işletmelerde Mesleki Eğitim Gören Öğrenciler

1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında, iş kazası ve meslek hasta-lığı ile hastalık sigortası uygulanır ve bu bentte sayılanlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar (m.5/b). Bu hükmün dışında konu ayrıca 3308 sayılı Kanun'da da düzenlenmiştir. Anılan Kanun'a göre aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler; iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortasından yararlanırlar (3308 s. K. m. 25). Ancak 6111 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle Kanun'un 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenlemeyle 1.3.2011 tarihinden itibaren bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında, ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacakta.

Stajyerler

Stajyer, okulda aldığı teorik bilgiyi işyeri ortamında geliştiren kişi olup işyeri ortamına katılması nedeniyle bu kişilerin iş kazasına uğraması ya da meslek hastalığına yakalanmaları mümkündür. Bu nedenle 5510 sayılı Kanun, daha önce sosyal sigortaların kapsamına girmeyen stajyerleri de iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolu bakımından kapsama almıştır. Kanun'a göre meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır (m.5/b). Bu kişiler de m.4/I, (a) bendi uyarınca sigortalı sayılırlar.

Belirtelim ki, 6111 sayılı Kanun'la değişiklik yapılmadan önce stajyerin bu bent uyarınca sigortalı sayılması için stajının zorunlu olması gerekmekteydi. 6111 sayılı Kanun'la m.5/I, (b) bendinde yer alan zorunlu ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. Bunun sonucunda 1.3.2011 tarihinden itibaren Kanun'un m.5/I, (b) bendi kapsamında meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrencilerden okudukları eğitim kurumunda zorunlu staj şartı bulunanlar yanında okul tarafından staj yapması uygun görülen öğrenciler de staja başladıkları tarih itibarıyla sigortalı sayılacaklardır (2011/36 sayılı Genelge, 2.1.1). 6111 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrasında bu kişilerden bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında, ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri de uygulanacakta.

ilgili okul tarafından staj yapması uygun görülenler dışında öğrencinin isteği ve işverenin uygun görmesiyle yapılan ve uygulamada staj olarak adlandırılan bir çalışmanın varlığı hâlinde ise bir hizmet sözleşmesine dayalı çalışma ve buna bağlı olarak da tüm sigorta kollarına tabi sigortalılık söz konusu olur. Aynı şekilde öğrencinin işyerinde bulunma amacı, bir mesleğin öğrenilmesinden ziyade bir hizmet ya da mal üretme niteliğine ulaşması hâlinde de bu kişilerin tüm sigorta kollarına tabi sigortalı sayılmaları gerekir. Bunun gibi işyerindeki çalışma süresi, zorunlu staj süresini aştığı durumlarda da aynı sonucu kabul etmek gerekir.

Üniversitede Kısmi Zamanlı Olarak Çalıştırılan Öğrenciler

2547 sayılı Kanun'un 5917 sayılı Kanun'la değişik 46. maddesinin son fıkrasına göre Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından burs verilmekte olan veya burs alma şartlarını taşıyanlara öncelik verilmek suretiyle hizmetlerine ihtiyaç duyulan öğrenciler, öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarında kısmi zamanlı olarak geçici işlerde çalıştırılabilirler. Bu şekilde kısmi zamanlı olarak çalıştırılan öğrenciler, bu çalışmalarından işçi olarak kabul edilmezler. Kısmi zamanlı olarak çalıştırılan bu öğrencilere bir saatlik çalışma karşılığı ödenecek ücret 4857 sayılı iş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenmiş olan günlük brüt asgari ücretin dörtte birini geçmemek üzere üniversite yönetim kurulu tarafından belirlenir.

Bu hükümle bağlantılı olarak 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (b) bendine 18.2.2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanun'la bir ibare eklenmiştir. Buna göre bu öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82. maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanacak ve bu öğrenciler de bentte yer alan diğer kısmi sigortalılar gibi m. 4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacaklardır. Görüldüğü gibi madde hükmünde üniversitede kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler, kısmi-tam sigortalılık bakımından ücret düzeylerine göre ayırıma tabi tutulmuşlar ve kazançları günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayan öğrenciler kısmi sigortalı kabul edilirken fazla olan öğrenciler, tüm sigorta kolları ile ilişkilen-dirilmişlerdir.

Belirtelim ki 6111 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrasında bu kişilerden bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında, ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.

Harp Malulleri ile Vazife Malulü Olanlar

5510 sayılı Kanun'un 5754 sayılı Kanun'la değişik 5. maddesinin (c) bendine göre harp malulleri ile 1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'a göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez.

3713 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanmış maluller ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malullüğü aylığı alan er ve erbaşların, m.4/I, (c) bendi kapsamında sigortalı olmaları hâlinde de aylıkları kesilmez. Aylıkları kesilmek-sizin m.4/1, (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları, m.4/1, (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır. iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri hâlinde bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren hakların-da uzun vadeli sigorta kollan da uygulanır. Bu fıkra kapsamına girenlerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.

Kursiyerler

Türkiye iş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler; m.4/I, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigorta-sı hükümleri uygulanır (6111 s.lı K. değ. m./I, e). 665 sayılı KHK ile yapılan düzenlemeye göre Türkiye iş Kurumu, bu sigortalılar için prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte bu Kanun kapsamında işyeri ve işveren sayılmaz.

Yurt Dışına Çalışmak Üzere Gönderilenler

5754 sayılı Kanun'la değişik 5. maddenin (g) bendine göre “ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kollan ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri hâlinde 50. maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye'de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz”. Böylece daha önce uzun vadeli sigorta kollan açısından kapsama alınan söz konusu kişiler, artık sadece kısa vadeli sigorta kollan ve genel sağlık sigortası bakımından zorunlu olarak kapsama alınmış olmaktadırlar.

4046 Sayılı Kanun Gereğince ş Kaybı Tazminatı Alanlar

5510 sayılı Kanun'un geçici 13. maddesi uyarınca 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar, m.4/I (a) bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır. Bu sigortalılar hakkında uzun vadeli sigorta hükümleri ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacakta. Dolayısıyla bu kişiler, kısa vadeli sigorta hükümlerinden yararlanmazlar (geç. 13/I).

Sosyal Güvenlik Kurumlarından Malullük veya Yaşlılık (Emekli) Aylığı Almakta Olanlar

Hukukumuza ilk olarak 1986 tarih ve 3279 sayılı Kanun'la giren sosyal güvenlik destek primi ödeyerek hem yaşlılık aylığını alma hem de sigortalı bir işte çalışma olanağı, 5510 sayılı Kanun'la, m.4/I, (b) bendine göre çalışanlar hariç olmak üzere, kaldırılmıştır (Uğur, 234 vd.). Gerçekten 5510 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden, yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra m.4/1, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç olmak üzere 5510 sayılı Kanun’a göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kap-samında çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bunlardan tüm sigorta kollarına ilişkin primler alınır (m.30/III).

Öte yandan Kanun’da, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce sigortalı olanlar bakımından geçici bir maddeye yer verilmiş; bu kişilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışma olanakları korunmuştur. Buna göre “Bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malullüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hak-kında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir”. Bunların prime esas kazançlarından % 30 oranında sosyal güvenlik destek primi ve ayrıca kısa vadeli sigorta kollan primi kesilir. Kısa vadeli sigorta kollan priminin tamamını işveren öder. Yüzde otuz oranındaki primin dörtte üçünü işveren, dörtte birini ise sigortalı öder. Ödenen bu prime karşılık bu kişiler hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır (geç. m.14/I,a).

Taksiciler, Dolmuşçular ve Benzeri Nitelikteki şehir içi Toplu Taşıma Araçlarında Kısmi Süreli Çalışanlar

6111 sayılı Kanun’la (RG, 13.2.2011, 27857) 5510 sayılı Kanun’a eklenen ek m. 6’ya göre ticari taksi, dolmuş, minibüs ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma araçlarında bir veya birden fazla kişi yanında kısmi süreli iş sözleşmesiyle ay içerisinde 10 günden fazla süreyle çalışmakta olanlar, primlerini kendileri 30 gün üzerinden ödemeleri hâlinde m.4/1, (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar. Belirtelim ki bu araçların sahipleri yanında ücret karşılığında tam süreli çalışanlar da m.4/I, (a) bendi kapsamındadır. Bu araçların sahibi olanlar ile bu araçları sahibinden kiralamak suretiyle kendi adlarına işletenler ise m.4/1, (b) bendi kapsamındadırlar. 6111 sayılı Kanun'la yapılan bu düzenleme ile sosyal güvencesiz çalışan taksi, dolmuş, özel halk otobüsü şoför ve muavinlerinin güvencesiz yaşamları bir nebze güvenceli hâle getirilmeye çalışılmıştır.

Yine aynı maddeye göre, m.4/II, (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanır (Ek m.6/I). Konuya ilişkin 2011/36 sayılı Genelgeye göre Kanun'un ek 6. maddesi kapsamında sigortalı olmak isteyenler, ek 4'te yer alan “Sanatçı Olarak Kısmi Süreli Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi” ve sanatçı ile işvereni arasında imzalanan kısmi süreli iş sözleşmesi ile ikamet edilen ilde bulunan sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine müracaat edeceklerdir. şveren ile çalışanın bağlı olduğu meslek birliği veya sendika ya da Kültür ve Turizm Bakanlığının merkez veya taşra birimleri tarafından onaylanmamış “Sanatçı Olarak Kısmi Süreli Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi” işleme alınmayacaktır. Ayrıca bu kişiler, her bir işverenle yapmış olduğu sözleşmeyi ayrı ayrı Kuruma bildirmek zorundadırlar (Genelge 2.4.2.1).

Bizce Kanun'daki bu düzenlemeye anlam vermek oldukça zordur. Zira bir kişi, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışıyorsa bu kişinin işvereni onu çalışmaya baş-lamadan önce Kuruma bildirmelidir. Ayrıca bu kişi, çalışmaya başlamakla kendiliğinden ve zorunlu olarak sigortalı olur. Yani söz konusu kişinin sigortalı olmak isteyip istememesi önem taşımaz. Oysa Genelge'de açıkça Ek 6. madde kapsamın-da sigortalı olmak isteyenlerden söz edilmektedir. Eğer bu hükümle ay içinde otuz günden daha az çalışma günü olanlara bir olanak sağlanmak isteniyorsa söz konusu sigortalılar eksik günleri için zaten isteğe bağlı sigortalı olabilir ya da eksik günleri daha sonra borçlanabilirler. Dolayısıyla bu hükmün söz konusu sigortalılara ne gibi bir hak sağladığını anlamak mümkün değildir.