Dogmatik Hukuk Bilimi
Pozitif hukuk bilimi de denilen hukuk dogmatiği, belli bir ülkede belirli bir zamanda yürürlükte olan hukuk kurallarının metinleri çerçevesinde ele alır ve değerlendirir. Bunların ne oluşumuna ne de gelişimine ilişkin eleştirel bir yaklaşımı içermez. Onları, mevzuattaki, içtihatlardaki (yargı kararlarındaki) ve bilimsel çalışmalardaki haliyle, birer dogma olarak ele alır. Mantık ve muhakeme süzgecinden geçirmek suretiyle, kurallar arasındaki çelişkileri, tutarsızlıkları, boşlukları belirler. Kuralların her birine ilişkin açıklamalar ve yorumlar geliştirir. Yasal düzenlemelerin bağlantılarını ifade eder, boşluklarını doldurur; her türden hukukî uyuşmazlıklarda gerçek hukukun ne olması gerektiğini belirlemeye çalışır.
Dogmatik hukuk bilimi, hukuk kurallarında yer verilen terimlerin, kavramların ve deyimlerin açıklığa kavuşturulması sağlar, terminoloji birliği kurmaya çalışır. Burada, hukuk kurallarının sistematik hale getirilmesi kadar, kurallar değiştikçe yahut kurallar sosyal ilişkileri düzenlemekte yetersiz kaldıkça, yukarıdaki süreçleri tekrarlamak suretiyle sistematiğin yenilenmesi de söz konusudur. Dogmatik hukuk biliminin görevi "hukuk kaynaklarından açık ve seçik kavramlarla oluşturulan bir hukuk yaratmak, yürürlükteki hukukun ayrıntılarından genel ve temel ilkeleri bulup ortaya koymaktır".
Hukuk Felsefesi
Genel felsefenin bir dalı olan hukuk felsefesi; hukuku, dogmatik hukuk biliminin aksine, belli bir zaman ve mekân boyutunda değil, evrensel boyutuyla ve soyut olarak ele alır. Hukukun kökeni, nitelikleri, yürürlüğünün ve geçerliliğin nasıl sağlandığı, sosyal ve ekonomik yapılaşmalarla hukuk arasındaki etkileşimler, hukukun nihai amacı, ahlâk ve özellikle adalet açısından pozitif hukukun değerlendirilmesi, hukuk felsefesinin inceleme alanlarını oluşturur.
Hukuk felsefesi, olması gerekenden hareket ederek, hem topluma, hem de adalete en uygun düşen hukuk kurallarının oluşturulmasını amaçlar. Bulgularını öneri olarak sunar.
Hukuk Sosyolojisi
Genel sosyolojinin bir dalı olan hukuk sosyolojisi, sosyoloji ile hukukun kesişme noktasında yer alır. Sosyoloji, toplumun, sosyal ilişkilerin bilimidir. Hukuk, sosyal ilişkilerin temel çerçevesini oluşturduğu gibi, onun aynı zamanda, resmiyet kazanmış ve en etkin sosyal kontrol aracı olmak niteliğini taşır. Hatta zaman zaman hukukun bir toplum ve siyaset mühendisliği aracı olduğunu da görürüz.
Hukuk sosyolojisi birtakım değerleri, idealleri değil; sosyal gerçeklikleri belirlemeyi, bunlarla hukuk kuralları arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri inceler. Ekonomik ve kültürel olguları da içeren sosyal yapı özelliklerinin hukuk kuralları ile ilişkisi sürekli ve mutlak bir kararlılık gösteremez. Oysa kanun koyucu açısından hukuk sisteminin olabildiğince az hatayla oluşturulabilmesi, olabildiğince problemsiz sürdürülebilmesi için hukuk sosyolojisinin yansız ve tasvir edici çalışmalarına ihtiyaç vardır. Soyut hukuk kurallarının konulmasını gerektiren somut sosyal olayları hukuk sosyolojisi inceler. Bu bağlamda hukuk sosyolojisi, hukuku bir yandan sosyal hayatın bir ürünü, bir yandan da yol göstericisi olarak ele alır.
Hukuk Tarihi
Hukuk tarihi hukuk biliminin ve hukuk kurallarının tarihi gelişimini inceler. Bu çerçevede, hukukî kurumları, kuralları, hukukî düşünüşün tarihi evrimini, bunların tarih içinde nelerden, hangi şekilde ve derinlikte etkilenerek nasıl farklılaştıklarını, dönüştüklerini, değiştiklerini inceler. "Geçmiş hukuk gerçekliği" onun inceleme alanıdır. "Hukuk tarihinin en önemli fonksiyonu hukuku adalet denilen hukuk idesi ile belirlenmiş tarihi bir olay olarak kavramaya çalışmaktır. Hukuk tarihi, pozitif hukukun daha iyi anlaşılmasında ve yorumunda da yararlı olur".
Hukuk tarihi çalışmaları genel olabildiği gibi, milli (belli bir ülkeye özel) nitelikte de olabilir. Ayrıca, bir ülke hukukunun belli bir kısmını konu alan (örneğin ceza hukukunun, medeni hukukun tarihi gelişimi gibi) çalışmalar da yapılır.
Karşılaştırmalı Hukuk
Farklı ülkelerin hukuk sistemlerinin oluşum ve gelişim süreçlerini yahut belirli bir hukuk kurumunun değişik ülkelerdeki oluşum ve gelişim süreçlerini birbirleriyle karşılaştırmak suretiyle benzerliklerini ve karşıtlıklarını ortaya koymak; böylece kanun koyucuya ve doktriner çalışmalara malzemeler, öneriler sunmak, karşılaştırmalı hukukun ilgi alanını oluşturur. Bu, aynı zamanda bir ülkede mevcut hukuk sisteminin anlaşılmasına da katkılar sağlar. Hukukî problemlere ilişkin yeni çözüm yolları üretilmesine fırsat verir, yardımcı olur. Karşılaştırmalı hukuk kanun koyucuya geniş bir bakış açısı sağlar. Böylelikle, giderek daha tutarlı ve fonksiyonel kuralların oluşmasına imkân verilmiş olur.
Hukuk Siyaseti
Bir bilimsel etkinlikten ziyade, hukukun uygulanmasıyla ilgili tahminlerde ve değerlendirmelerde bulunma sanatı olarak da isimlendirilen hukuk siyaseti en azından metodoloji bakımından bilimsel olmak zorundadır. Hukuk siyaseti hukuk sistematiği ve toplumsal ihtiyaçlar perspektifinden eleştirel bir yaklaşımla pozitif hukukun irdelenmesini, boşlukların, aksaklıkların belirlenmesini ve öneriler geliştirilmesini hedefler. Kanun koyucunun toplumsal yapıya aykırı düşmeyecek bir hukuk siyaseti oluşturması gerekir.