16 Mart 2021 Salı

Tarihi Hukuk

Geçmişte kalmış, yani yürürlükten kalkmış olan hukuk, tarihi hukuktur. Sürekli değişmeyi vurgulayan "Kimse aynı nehirde iki defa yıkanamaz" sözü toplumlar için de geçerlidir. 

Her toplum, kendi özellikleri, değerleri, kültür kodları içerisinde akıp giden bir oluşumdur. Her hukuk kuralı, ancak oluşturulduğu ana kadar gerçekleşen gelişmeleri göz önünde tutabilir, ihtiyaçları karşılayabilir. 

İster gerileme, ister gelişme şeklinde adlandırılsın, sosyal değişmeler gerçekleştikçe ve derinleştikçe farklılaşan ihtiyaçlara cevap verecek yeni kuralların da oluşturulması gerekir. Bu anlamda, belirli zaman diliminde yürürlükte olup, sonradan yürürlükten kaldırılmış olan kurallar tarihi hukuku oluşturur.

Objektif Hukuk - Sübjektif Hukuk

Objektif hukuk denince kurallar anlaşılır. Hukukun genel ilkelerinden, örf ve âdetlerden yasalara kadar tüm kurallar objektif hukuku oluşturur. Toplum hayatını düzenleme fonksiyonu taşıdıkları için bunlara "düzenleyici kurallar" da denir. 

Evvelce "hukuk kuralları" başlığı altında yaptığımız açıklamaların tamamı objektif hukuka ilişkindir. Objektif sıfatına sahip olmasının temel nedeni; şahsi konumları veya özel durumları dikkate almaksızın, herkes için geçerli ve herkese uygulanabilir olmaları; yani, genellik ve soyutluk niteliklerine sahip bulunmalarıdır.

Sübjektif hukuk en yalın haliyle haklar demektir. Objektif hukukun aksine, özel ve somuttur. Objektif hukukun kişilere tanıdığı hakların, yetkilerin ve özgürlüklerin tamamıdır. 

Burada, hak sahibi kişi veya kişilerin varlığı şarttır. Bir başka deyişle, sübjektif hukuk, objektif hukukun kişiye, bir nesne yahut herhangi bir kişiye ilişkin olarak sağladığı her türlü imkân, yetki ve ayrıcalıktır.