Bilindiği üzere mevzuatımızda “çocuk”lara ilişkin hükümler TCK ile sınırlı değildir. Ceza hukuku mevzuatımızdaki hızlı değişimden “çocuk ceza hukuku”nun da etkilenmesi doğaldır. Nitekim 5395 s. ÇKK kabul edilerek 2253 s. ÇMK yürürlükten kaldırmıştır.
Bununla birlikte 5395 s. ÇKK yasa kapsamına giren çocuk kavramını ikiye ayırmıştır: 1. Korunma ihtiyacı olan çocuk ve 2. Suça sürüklenen çocuk. Buna göre “korunma ihtiyacı olan çocuk”, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu; “suça sürüklenen çocuk” ise, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade eder. O halde TCK m.31 kapsamına giren çocuk “suça sürüklenen çocuk”tur. Biz de aşağıdaki açıklamalarımızı suça sürüklenen çocuk bakımından yapacağız.
TCK yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine ve ceza sorumluluğuna etkisini üç devreye ayırmıştır: 1. devre: 0-12 yaş (TCK m. 31/1), 2. devre: 13-15 yaş (TCK m. 31/2), 3. devre: 16-18 yaş (TCK m. 31/3).
1. 12 Yaşını Doldurmamış Çocuklar (TCK m.31/1)
12 yaşını doldurmamış çocuk işlediği fiilden dolayı kovuşturulamaz ve hakkında ceza verilemez. O halde hakkında soruşturma yapılabilir. Ancak bu soruşturma bazı özellikler taşır. Gerçekten 12 yaşından küçük çocuğun işlediği fiiller bakımından gözaltı, tutuklama vb. koruma tedbirlerine başvurulabilmesi mümkün olmamalıdır. Bu yaş grubu çocuk hakkından yapılacak olan sadece yaş tespiti ve belki eğer mümkün ise çocuğun ifadesinin alınmasıdır. Bunun dışında çocuk hakkında herhangi bir işlem ya da muhakeme tedbirine başvurulabilmesi mümkün olmamalıdır.
Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu tedbirlerin ne olduğu konusunda TCK’da bir düzenleme bulunmamaktadır. Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri başlığını taşıyan m. 56-(1)’e göre de “Çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları ilgili kanunda gösterilir”.
Nitekim 5395 s. ÇKK m.11’e göre “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır”. Buna göre çocuklara özgü güvenlik tedbirleri (5395 s. ÇKK m.5);
“(1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;
a. Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,
b. Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine,
c. Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,
d. Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına,
e. Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya,
yönelik tedbir(ler)dir”.
Konumuz bakımından bu yaş grubuna mensup çocukların işledikleri fiillerin soruşturulmasında ortaya çıkan özellikler şunlardır:
• Soruşturma C. Savcısı veya görevlendireceği yardımcıları tarafından bizzat yapılır. (ÇKK m. 15/1)
• Suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar hakkında duruşma yapılmaksızın tedbir kararı verilir. Ancak, hâkim zorunlu gördüğü hâllerde duruşma yapabilir (ÇKK m.13/1).
• Tedbir kararının verilmesinden önce yeterli idrak gücüne sahip olan çocuğun görüşü alınır, ilgililer dinlenebilir, çocuk hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenebilir (ÇKK
m. 13/2).
• Çocuk hâkimi tarafından alınan tedbir kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin hükümlerine göre (m.267 vd.) en yakın çocuk mahkemesine yapılır (ÇKK m.14).
• Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen çocuk hâkimi tarafından alınabilir. Tedbir kararı verilmeden önce çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılabilir. Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla tedbire karar verilebilir. Hâkim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir (ÇKK m.7).
• Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar acele hâllerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hâkim veya mahkemeye bildirilir (ÇKK m.7/5).
Tedbirin süresi: Tedbirin uygulanması, on sekiz yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha devam edilmesine karar verebilir (ÇKK m.7/6).
2. 12-15 Yaş Arasında Kalan Küçükler (TCK m. 31/2)
Çocukluk devresiyle erişkinlik arasındaki bu ara dönemde algılama ve irade yeteneği her somut olayda ayrı ayrı incelenmelidir. Bu dönemde çocuğun fiilinin haksızlık niteliğini bildiği, ancak kendisine yine de fiili işlemekten alıkoyamayacağı kabul edilir. Yani çocuk davranışlarını yönlendiremez.
Bu dönem bakımından mahkeme önce çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilip algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığı yönünden bedeni-akli ve ruhi durumunu incelettirir (TCK m.31/2). Araştırma uzman hekimce yapılmalıdır. Çocuğun işlenen eylemin hukuki anlamını algılayabilme yeteneğinin yanı sıra bu doğrultuda hareketlerini yönlendirme yeteneği de araştırılmalıdır.
3. 15- 18 Yaş Arasında Kalan Küçükler (TCK m. 31/3)
Bu yaş grubu bakımından küçüğün hareketini anlayabilme ve sonuçlarını kavrayabilme, hareketlerini bu doğrultuda yönlendirme yeteneğine sahip olup olmadığı araştırılmaz. Bu yönüyle bu yaş grubuna dahil çocuğun cezai ehliyetinin bulunduğu kabul edilir ve hakkında güvenlik tedbiri değil ceza yaptırımı uygulanır. Ancak kusur yetenekleri tam olarak gelişmiş olmadığı için ve yine yeniden topluma kazandırma, yeni suç işlemesinin engellenmesi amaçları nedeniyle cezalarında belli indirimler öngörülmüştür. İndirim oranı sanığın yaşına göre belirlenmelidir.
Ceza sorumluluğu bakımından önemli olan bu grup yaş küçüklüğünün sonuçları şöyledir:
• Bu dönem küçükler hakkında kamu hizmetlerinden mahrumiyete yönelik yaptırımlar uygulanmaz. TCK konuyu “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma” başlığı altında m. 53’te düzenlemiştir. Buna göre 18 yaşını doldurmamış küçükler hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma hükümleri uygulanmaz (m. 53/4).
• Kısa süreli hapis cezası zorunlu olarak para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilir (TCK m. 50/3).
• Erteleme bakımından mahkum olunan hapis cezası 3 yıldan fazla değilse ertelenir (TCK m. 51/1).
• İnfaz şekli: Ayrı yerde tutma ilkesi gereği cezaları çocuk eğitim evlerinde (CGTİHK m. 15) ve çocuk kapalı cezaevlerinde (CGTİHK m.11) infaz edilir.
• Bu dönem küçükler hakkında verilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu cezalar hapse çevrilemez (CGTİHK m. 106/4). Bu takdirde para cezasının AATUHK hükümleri uyarınca tahsili yoluna başvurulur (CGTİHK m. 106/11).
• Bu dönem küçükler hakkında tekerrür hükümleri uygulanmaz (TCK m. 58/5).
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder