İdârenin idâre hukukuna ilişkin mâlî sorumluluğu için, idârenin verdiği zararın idâre hukukuna tabi bir faaliyeti sonucu ortaya çıkması gerekir. İdârenin kamu gücü ve ayrıcalıklarıyla donatılmış faaliyetleri, idâre hukukunun uygulama alanına girer. Dolayısıyla bu faaliyetler sonucunda zarara uğrayan kişilerin zararlarını idâre, idâre hukuku ilkelerine göre tazmin edilecektir. Bu tazminatlar için açılacak davalar idârî yargıda görülecektir.
îdârî sorumluluğun kaynağı ya da idârenin idâre hukukuna ilişkin mâlî sorumluluğunun nedeni üç tanedir. Bunlardan birincisi, idârî sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk, idârenin kusur sorumluluğu ve idârenin objektif sorumluluğudur. Kusur nedeniyle idârenin sorumluluğu, idârenin hukuka aykırı bir eylemi veya işlemiyle yol açtığı zararı tazmin etmesi yükümlülüğüdür. İdâre-nin kusur sorumluluğu; idârî faaliyete ilişkin olarak ortaya çıkan hizmet kusuru ve personele ilişkin olarak ortaya çıkan görev kusuru (kısaca gö-revsel kusur) olarak ikiye ayrılır. Kusursuz sorumluluk idârenin hukuka uygun eylem ve işlemlerinden doğan zararları bazı durumlarda tazmin etmesi yükümlülüğüdür. Kusursuz sorumluluk, teknik risk sorumluluğu, sosyal risk sorumluluğu, fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gibi durumlarda karşımıza çıkmaktadır.
amaç idârenin sorumluluğunun şartlarım saptamak İdârenin sorumluluğunun söz konusu olması için idârenin bir davranışının olması gerekir. Bu davranış idârenin özel hukuk sözleşmeleri, fiilî yol uygulamaları, sebepsiz zenginleşme durumları, idârenin özel hukuka tabi objektif sorumluluğunu gerektiren durumlar, idârî işlemler veya idârî eylemler şeklinde karşımıza çıkabilir.
Zarar, idârenin sorumluluğunun ve dolayısıyla tazminat borcunun en önemli öğesini oluşturur. Zarar yoksa idârenin mâlî sorumluluğu da yoktur. İdârenin mâlî sorumluluğuna gidilebilmesi için, idâreye atfedilen faaliyetlerin sonucunda maddî veya manevi bir zararın doğmuş olması gerekir. İdârenin sözleşmelerinden, idârî işlemlerden, idârî eylemlerden, fiili yol uygulamalarından, sebepsiz zenginleşmelerden veya idâre ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir tutum ve davranışlardan doğan zararların; idâre tarafından tazmin edilebilmesi için, söz konusu zararın bir takım şartları taşıması gerekir.
İlliyet bağı kavRamı, zararla söz konusu fiil arasında bir sebep-sonuç ilişkisinin bulunması gerektiğini anlatır. Zarar ile zararı doğuran ve idareye atfedilen davranış arasında doğrudan doğruya bir ilişki olmalıdır. Zararla idârenin davranışı arasında illiyet bağının bulunmaması, zararın idâreye yüklenmesini önler.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder