İdârî sözleşmelerin klasik türleri; imtiyaz sözleşmeleri, müşterek emanet sözleşmeleri, iltizam sözleşmeleri, istikraz sözleşmeleri, yeraltı ve yerüstü servetlerin işletilmesine ilişkin sözleşmeler, idârî hizmet sözleşmeleri ve orman işletme sözleşmeleridir.
İmtiyaz Usulü: Bir özel kişinin idâreyle yaptığı bir sözleşme gereğince, hizmetten faydalananlardan alacağı bir ücret karşılığında kendi kâr ve zararına bir kamu hizmetini kurupişletmesl usulüdür.
İmtiyaz Sözleşmesi: Herhangi bir kamu hizmetinin imtiyaz usulüyle görülmesi söz konusu olduğu zaman, bu hizmetten yararlananlardan alacağı ücret karşılığında ve kendi kâr ve zararına, söz konusu hizmetle ilgili işletmenin bir özel kişi tarafından kurulmasını ve belli bir süre işletilmesini konu alan, idâre ile kamu hizmetini yürütecek özel kişi arasında yapılan idârî sözleşmeye imtiyaz sözleşmesi denir. Kamu hizmeti imtiyazı sözleşmesiyle ya belli bir kamu hizmetinin özel kişi tarafından kurulması ve işletilmesi veya daha önceden kurulmuş bulunan bir kamu hizmetinin gördürülmesi ya da işletilmesi öngörülür. Sözleşmede ayrıca imtiyazın süresi ve tarafların yükümlülükleri de belirlenir.
İmtiyaz sözleşmesinin tanımı konusunda bakınız. Danıştay Dava Daireleri Kurulu, Esas.1968/702, Karar. l969/699. Danıştay Dergisi, S.l, s.124.
İmtiyaz sözleşmesi üç kısımdan oluşur: Birinci kısım, genel şartnamedir. Bakanlar Kurulu tarafından imtiyazla gördürülecek kamu hizmeti için bir “genel şartname’’ çıkarılır. Bu şartnameler, genel düzenleyici işlem şeklindedir. İkinci kısım bu genel şartnameye uygun biçimde idârenin kamu gücüne dayanarak sahip olduğu yetkilerin bazılarını imtiyaz sahibi şirkete devrine ilişkin hükümleri içerir. Sözleşmenin bu kısmı, koşul işlem niteliğindedir. Üçüncü kısım ise öznel işlem niteliğinde olan idârenin imtiyazcıya sağlamış olduğu mâlî çıkarlarla ilgili yükümlüklerini kapsar. İmtiyaz sahibi ile idâre arasında çıkan uyuşmazlıklar, kural olarak idârî yargıda çözümlenir. İmtiyaz sözleşmelerinde İdârî Yargılama Usulü Kanunu 2/1-c maddesi gereğince tahkim de öngörülebilir.
ZabuNoğlu'na göre, imtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde idârî yargının görevli ve yetkili olduğu yolundaki anlayışın temelini mülk devlet anlayışı oluşturmaktadır. Bakınız. ZabuNoğlu, Y. (2000). Bir İdârî Sözleşme Türü Olarak Kamu Hizmeti İmtiyazı Sözleşmeleri. Hukuk Kurultayı 2000. Ankara Barosu Yayını. Ankara.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder