Kamu hizmetini sözleşmeyle yürüten özel hukuk kişisinin kullandığı hammadde veya diğer girdilerde, sözleşmenin karşı tarafı olan idâreden kaynaklanmayan aşırı derecedeki artış nedeniyle hizmetin artık yürütülemez duruma gelmesinden dolayı, özel hukuk kişisinin uğradığı zararların belirli ölçüde idâre tarafından giderilmesini sağlayan ilKeye, öngörülemezlik (imprevisión) ilkesi denmektedir. Bu ilke veya kuRamın uygulanabilmesi için, olağanüstü ve ayrık bir durumun olması, bunun önceden düşünülmesinin mümkün olmaması ve kamu hizmetini yürüten özel hukuk kişisinin gelirinde Normal bir azalma değil, o faaliyeti sürdüremez hale gelmesi gerekir.
Öngörülemezlik kuRamına göre idârenin, sözleşmenin karşı tarafı olan özel hukuk kişisinin zararını karşılayabilmesi için, mücbir sebep veya önlenemeyen durumda olduğu gibi mutlak bir imkânsızlık değil, ekoNomik imkânsızlık söz konusu olacaktır. Öngörülemezlik kuRamı gereğince, idârenin karşı tarafa yapacağı yardım, geçici niteliktedir (Odyakmaz, 1998, s.168-169; Özay, 1996, s.260-262).
Eğer idârenin karşı tarafa yapacağı geçici nitelikteki yardım konusunda taraflar anlaşamazlarsa, başvuru üzerine idârî yargı yeri yardımın miktarını kararlaştıracaktır.
Ancak öngörülemezlik (umulmayan hal) ilkesi, sadece idârî sözleşmeler açısından değil, idârenin özel hukuk sözleşmeleri açısından de geçerli bir ilkedir. Gerçekten, sözleşme yapılırken idârenin ve sözleşmecinin öngöremediği nedenlerin ortaya çıkması sonucu, edimler arasında aşırı bir dengesizlik ortaya çıkabilir. Edimin sözleşmenin yapıldığı sıradaki biçimiyle yerine getirilmesi, sözleşmecinin ekoNomik olarak yıkımına neden olabilir. Örneğin Kamu İhale Kanunu çerçevesinde yapılmış olan bir yapım sözleşmesinin, çok yüksek oranlı bir devalüasyon nedeniyle idârenin veya karşı tarafın edimini ekoNomik yıkım haline getirebilir. Bu gibi durumlarda, sözleşmenin gözden geçirilip yeni şartlara uyarlanması gerekir. Bunu taraflar dürüstlük kuralı çerçevesi içerisinde yapamazlarsa, uyarlamayı yapması için adlî yargı yerlerine başvurulmalıdır (Ayan, 2005, s.189).
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder