27 Ağustos 2015 Perşembe

Anayasa

Anayasa “devletin temel kuruluşunu, işleyişini, iktidarın el değiştirmesini ve iktidar karşısında bireylerin özgürlüklerini” düzenler (Teziç 1991: 6). Bütün bir hukuk sistemi, Anayasaya dayanır. Bunun nedeni, her türlü hukukî düzenleme ve örgütlenmenin Anayasaya bağlanabilme gerekliliğidir. Örneğin Meclis’in kurulması ve çalışması, yasaların nasıl yapılacağı, yasaların yapmasında hangi ilkelerin söz konusu olduğu, hükümetin kuruluşu ve çalışması, mahkemelerin kuruluşu, temel çalışma ilkeleri ve daha bir çok konu, kaynağını Anayasa’da bulur. Hukuk sisteminin iskeletini oluşturması yanında Anayasa, bütün bir devlet teşkilatının temel kuruluşunu sağlar. Bu şekliyle de ekonomi, eğitim, siyaset, çalışma vb. gibi konular da anayasayla düzenlenmiş olur. Anayasaya hakim olan düşüncenin etkisi olarak anayasa bazen devlet yetkilerinin kötüye kullanılmasını engellemek üzere devleti dizginleyen bir güç olabilirken bazen de düzenlediği konulardan başka türlü davra-nılmasını istemeyen sınırlayıcı güç olabilmektedir.
Şu anda geçerli olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982 tarihlidir. 1982 Anayasası, ağırlıklı olarak bürokratların oluşturduğu Danışma Meclisinin çalışmasıyla oluşturulmuş, ancak nihai düzenlemeler yönetime el koyan askerlerin bulunduğu Milli Güvenlik Konseyi tarafından yapılmıştır. Konseyin tutumu sonucunda, 1982
Hukuki düzenlemeler ve örgütlenmeler ucu Anayasaya kadar giden bir varlık zincirinde yer alırlar.
Anayasa bazen devleti düzenleyen, bazen dizginleyen, bazen de sınırlayan bir güçtür

Anayasal düzendeki köklü değişikliklere olağanüstü durumlarda rastlanır.
Toplantı yeter sayısı, toplantının başlayabilmesi için bulunması gereken asgari üye sayısıdır. Karar yeter sayısı ise, karar verilebilmesi için gerekli asgari oy sayısıdır.
Anayasa'da değişiklik yapılabilmesi için en az 184 millietvekilinin yazılı teklifi gerekir.
Anayasası, değiştirilmesi açısından 1961 Anayasası’ndan daha katı, otorite-hürriyet dengesi açısından daha otoriter bir içerik kazanmıştır. Yürütme organı, özellikle de Cumhurbaşkanı güçlendirilmiş, siyasal karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkları aşmaya yönelmiş çözümler getirilmiştir; buna karşın siyasal faaliyet alanı oldukça daraltılmıştır. Ancak 1982 Anayasası’nın çağdaş batı demokrasilerinden uzaklaşma anlamına gelen bazı hükümleri, 1995 ve 2001 yıllarında yapılan kapsamlı ve önemli değişikliklerle kaldırılmış veya değiştirilmiştir.
Devletin temel yapısını belirlemesi açısından anayasanın ortadan kaldırılması ve tamamen yeni bir anayasanın yapılarak yürürlüğe konması sık karşılaşılan bir durum değildir. Böyle köklü değişiklikler genellikle olağanüstü hallerde gerçekleşir. Nitekim Türk anayasa tarihine bakıldığında, 1921 ve 1924 Anayasalarının yeni bir devletin kuruluşuna denk gelmesi, 1961 ve 1982 Anayasalarının ise ordu müdahalesi sonrasında yapıldığı göze çarpmaktadır. Anayasal düzenin doğası itibarıyla böyle bir köklü değişikliğin usulü, Anayasa’da yer almaz. Ancak Anayasa’da değişiklik yapmak her zaman mümkündür.
Anayasa değişiklikleri Meclis tarafından yapılır. Meclisin anayasa değişikliği yapma usulü, Anayasa’nın sistem içerisindeki yerini de belirler. Bu usul açısından anayasalar sert ve yumuşak anayasalar olarak ikiye ayrılır. Yumuşak anayasalar, olağan kanunların yapılma usulüne, özellikle de toplantı ve karar yeter sayılarına tâbidir. Bu nedenle meclis çoğunluğunu ele geçirenler tarafından kolaylıkla değiştirilebilirler. Sert anayasalar söz konusu olduğunda ise anayasa değişikliği usulü, kanunların yapılması usulüne oranla daha sıkı koşullara bağlanır. Böylece Meclisteki basit çoğunluğu, yani meclis üye tam sayısının yarısından bir fazlasını ele geçirmiş herhangi bir partinin veya koalisyonun anayasayı değiştirmesine izin verilmez. Değişikliğin gerçekleşmesi için çok daha fazla meclis üyesinin olumlu oy vermesi gerekir.
Türk Anayasası, sert bir anayasadır. Zira, anayasa değişikliği süreci, ayrıntılarını aşağıda göreceğimiz kanun yapımı sürecinden daha sıkı koşullara bağlanmıştır. Bunun nedeni, devletin temel yapısına dair değişikliklerin, daha fazla milletvekiliy-le dolayısıyla daha fazla seçmenin iradesinin yansımasıyla kabul edilmesi isteğidir.
Anayasa’da değişiklik yapılabilmesi için, Meclis üye tam sayısının en az üçte biri, yani şu andaki Anayasa’ya göre 184 milletvekili tarafından yazılı bir teklifte bulunulması gerekir. Bu teklif üzerinde, ayrıntıları TBMM İç tüzüğü’nce belirlenen usul çerçevesinde iki defa görüşme yapılır. Bu görüşmelerde milletvekilleri teklif üzerindeki görüşlerini sunarlar. Ancak bu görüşmeler arasında iki tam gün bulunması gerekir. Bu düzenlemenin amacı, milletvekillerine değişiklik üzerinde düşünme süresi tanımaktır. Teklif gizli oy usulü ile oylanır. Teklifin kabul edilebilmesi için üye tam sayısının en az beşte üçünün yani 330 milletvekilinin kabul oyu kullanması gerekir. Kabul edilen teklif Cumhurbaşkanına gönderilir. Cumhurbaşkanı kabul oyunun sayısına göre değişikliği onaylayabilir, halkoyuna sunabilir yahut yeniden görüşülmek üzere değişikliği Meclise iade edebilir. Kabul sayısı üye tam sayısının beşte üçü ile üçte ikisi (367) arasında (330-366) ise Cumhurbaşkanı değişikliği onaylayamaz; ya halkoylamasına sunar yahut yeniden görüşülmek üzere Meclise iade eder. Üçte iki (367) veya daha fazla milletvekili değişikliği kabul etmiş ise, Cumhurbaşkanı değişikliği onaylayabileceği gibi, isterse halkoylamasına sunabilir yahut yeniden görüşülmek üzere Meclise iade edebilir. Her iki durumda da Meclise iade edilmiş değişiklik Meclis tarafından aynen kabul edildiği takdirde aynen kabul oyu kullanan milletvekili sayısına göre Cumhurbaşkanı halkoylaması-na sunabilir yahut onaylayabilir, ama tekrar iade edemez. Aynen kabulün beşte üç ile üçte iki arasındaki sayıda milletvekili tarafından gerçekleştirilmesi durumunda,

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder