27 Ağustos 2015 Perşembe

Hukukun Temel Kavramları Özet

Hukukun Temel Kavramları

Hukukun kaynaklarını tanımlamak Yargı organları, görevleri itibarıyla kararlarını hukuka dayandırırlar. Dolayısıyla kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı kararlarına gerekçe olabilen her şey hukuk kaynağıdır. Bununla birlikte hukukun bazı kaynakları, vazgeçilmez ve zorunlu niteliktedir. Yargı organlarının bu kaynakları ihmal etmesi, bizatihi hukuka aykırılık oluşturur. Söz konusu kaynaklar ‘asli kaynaklar’ olarak adlandırılır.
Asli kaynaklar öncelikle yazılı hukuk kurallarıdır. Yazılı hukuk kuralları, anayasa, kanunlar, uluslararası antlaşmalar, kanun hükmünde kararnameler (KHK), tüzükler ve yönetmeliklerdir. Bu kurallar bir hiyerarşi oluşturur. Anayasa, hukuk kurallarının temelinde yer alır. Kanunlar meclis tarafından çıkarılan kurallardır. Usulüne uygun bir şekilde yürürlüğe girmiş uluslararası andlaş-malar kanun hükmündedir. İnsan hakları alanındaki uluslararası andlaşmalar ile kanunlar arasında bir çatışma yaşandığında, uluslararası andlaş-maya öncelik tanınır. KHK’lar, Bakanlar Kurulu tarafından meclisten alınan yetki kanununa dayanılarak çıkarılan kanun hükmündeki düzenlemelerdir. Tüzükler ve yönetmelikler kanunların düzenlediği alanlarda ihtiyaç duyulan daha ayrıntılı düzenlemeleri içerir. Tüzükler Bakanlar Kurulu tarafından Danıştay incelemesinden geçirilmek suretiyle çıkarılır. Yönetmelikler ise Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu kurumlan tarafından kanunlara uygun olarak çıkarılır.
Yargı kararları oluşturulurken bazı kaynaklar yardımcı niteliktedir. Bağlayıcı olmadıkları gibi, kararlara gerekçe yapılmamaları mümkündür. Bu kaynaklara ‘tali kaynaklar’ adı verilir. Tali kaynaklar içtihatlar ve bilimsel görüşlerdir. İçtihatlar, mahkemelerin alışılmış uygulamanın dışında karar vermek durumunda kaldıkları ilke niteliğindeki kararlardır. Bilimsel görüşler ise hukukçu bilim insanlarının görüşleridir.
Hukukun uygulanmasında ortaya çıkan sorunların çözümünde izlenecek ilkeleri açıklamak Hukuk kurallarının uygulanmasında çözülmesi gereken sorunlardan birisi, hukuk kuralının yer ve kişi bakımından uygulanabilir olup olmadığını belirlemektir. Bazı hukuk kuralları açısından mülkîlik ilkesi geçerlidir. Yani hukuk kuralı, devletin toprakları içerisinde meydana gelen olay ve eylemlere uygulanır. Bazı hukuk kuralları açısından ise şahsîlik ilkesi geçerlidir. Bu durumda kişi, hangi devletin topraklarında olursa olsun kendi devletinin hukukuna tâbi olacaktır.
Hukuk kurallarının uygulanabilmesi için usulüne uygun bir şekilde yaratılmalarının yanında zaman bakımından da uygulanabilir olmaları gerekir. Kanunlar, KHK’lar, uluslararası andlaşmalar, tüzükler ve bazı yönetmelikler hukuk dünyasında varlık kazanabilmek için Resmî Gazete’de ya-yımlanmalıdırlar. Bununla birlikte yürürlük tarihi, çeşitli durumlara göre değişiklik gösterebilir. Bir hukuk kuralının yürürlükten kalkması, o kuralın yaratılması usulüyle gerçekleşir. Bunun yanında üst normlara aykırı kuralların yargı denetimini yapan makamlar tarafından iptal edilmeleri de mümkündür.
Bazen farklı hukuk kurallarının, aynı konuyu faklı şekillerde düzenlediği görülür. Bu durumda hakimin kurallardan birisini seçmesi gerekir. Kabul edilen ilkelere göre, normlar hiyerarşisinde daha üstte bulunan bir normla daha altta bulunan bir norm çatıştığında, üstün kural; aynı düzeyde iki kural çatıştığında yeni tarihli olan; aynı düzeyde ancak aralarında genellik-özellik ilişkisi bulunan iki kural çatıştığında ise özel olan düzenleme tercih edilir.

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder