İnsan eylemleri, tekrarlayacak olursak, istencin ürünüdür. İstenç, salt istek veya arzu değildir. İstek ve arzuların da yön vermesiyle istenç; seçim yapma, hedef belirleme, sebep sonuç ilişkisi kurma ve karar vermedir. Öyleyse bir eylemde bulunurken, belli bir amacımız, hedefimiz vardır; bu hedefe, amaca ulaşmak için şu veya bu şekilde değil de belli bir şekilde eylemde bulunmayı tercih ederiz. Tercih ettiğimiz eylemin, bizi hedefimize ulaştırmaya yarayacağını düşünürüz. Hesapladıktan, sebep sonuç ilişkisi kurduktan sonra en uygun eylemi gerçekleştirme kararını verir ve bu karar uyarınca eylemde bulunuruz. Çoğunca bu süreç, zihnimizde çok hızlı bir şekilde gerçekleşir ve biz durup neyi nasıl yaptığımız hakkında düşünmezsek, eylemlerimizin arkasında neler olup bittiğini fark etmeyiz bile.
Yukarıda kısmen betimlediğimiz süreçte rol olan pek çok iç ve dış faktör vardır. Bunların bir kısmı salt maddi ve istençle ilgisi olmayan faktörlerdir. Söz gelimi, paranız olmadığı için son yirmi dört saattir hiçbir şey yiyemediğinizi düşünün. Sokakta yürüyorsunuz ve bir pizza siparişini teslim etmek üzere motosikletinden uzaklaşan pizza dağıtıcısının motosikletinin selesinde hâlâ bir paket pizza bulunduğunu görüyorsunuz -muhtemelen bu pizza başka bir adrese teslim edilecek. Pizzayı yemek isteyeceğinizden şüphe duymuyoruz. Pizzayı -sizin olmayan, parasını vermediğiniz ve veremeyeceğiniz pizzayı, bir başkasının beklemekte olduğu pizzayı- almak eylemi ile pizzaya dokunmadan oradan uzaklaşmak eylemi arasında bir tercih yapmak durumundasınız. Açlığınızın bu kararı vermenizde etkisi olacağı kesindir. Pizzaya dokunmamayı tercih etseniz bile, bu kararı, tok olduğunuz
Arkasında herhangi bir istencin bulunmadığı durumları karşılamak için, gündelik dilde gayrıiradi veya istem dışı ifadelerini kullanırız.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder