27 Ağustos 2015 Perşembe

Kamu Hukukunun Dalları

Kamu Hukukunun Dalları
KAMU HUKUKU VE DALLARI
Hukuk sistemi bir devletin sınırları içerisinde geçerli olan tüm hukuk kurallarının oluşturulmasını ve uygulanmasını ifade eder. Bu biçimde tanımlandığında hukuk sistemi içerisinde hayatın her alanına ilişkin, toplumsal ilişkilerin her boyutunu ilgilendiren kuralların varlığından söz edilebilir. Hukuk bir bütün olmakla birlikte, düzenlediği toplumsal ilişkilerin çeşitliliği nedeniyle hukukun uzmanlık alanlarına ayrılması ve çeşitli başlıklar altında incelenmesi söz konusudur. Bu tür ayımlar, hukuk kurallarını incelemeyi, yorumlamayı ve nihayetinde bu kuralların öğretilmesini kolaylaştırır. Bu bağlamda, karşımıza çıkan en eski ayrımlardan biri “kamu hu-kuku-özel hukuk” ayrımıdır. Kökenleri Roma hukukuna kadar götürülebilecek olan bu ayrım, bazı noktalarda eleştirilmekle birlikte, günümüzde hâlâ geçerliğini korumaktadır.
Kamu hukuku-özel hukuk ayrımının ortaya çıkması, esas olarak devlet-vatan-daş veya yöneten-yönetilen ayrımının ortaya çıkmasıyla yakından ilgilidir. Eğer hukuk, en genel anlamıyla, toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallar bütünü olarak tanımlanacak olursa, bu ilişkinin tarafları hukuk kurallarının niteliğini ve içeriğini belirlemek açısından önem taşıyacaktır. Eğer hukuk sadece belli bir toplumda yaşayan bireyler arasındaki ilişkileri düzenliyor olsaydı, muhtemelen kamu hukuku-özel hukuk şeklinde bir ayrım ortaya çıkmayacaktı. Ancak bu böyle olmadı; tarihsel süreç içerisinde bireyler yanında kurumlar da toplumsal yapıyı oluşturan unsurlar arasında yer aldı. Bireylerin örgütlenerek oluşturdukları ve toplumsal hayatın çeşitli alanlarında işlev gören kurumlar sistemi içerisinde, deyim yerindeyse kurumlar kurumu olan “devlet”, toplumdaki en kapsamlı ve en üstün gücü ifade eden siyasal iktidarı kullanma yetkisine sahip olması dolayısıyla öne çıktı. İnsanlık tarihinde, bir zamanda, bir şekilde devletin ortaya çıkmasının ardından, devletin hukuki ilişkilerin içinde yer alması veya tarafı olması da kaçınılmazdı. İşte bu noktadan sonra “kamu hukuku-özel hukuk” ayrımının bir ihtiyaç olarak doğduğu, esas olarak içinde devletin yer aldığı veya devletle ilgili hukuki ilişkileri tanımlamak için bu ayrımın geliştirildiği söylenebilir.
Peki, biz bir hukuki ilişkinin kamu hukuku ilişkisi mi, yoksa özel hukuk ilişkisi mi olduğuna nasıl karar verebiliriz? Bir başka ifadeyle hangi ölçütlerle bir hukuki ilişkinin kamu hukuku ilişkisi olduğunu anlarız? Günümüze kadar bu konuyla ilgilenen yazarlar farklı noktalardan hareket ederek kamu hukuku-özel hukuk ayrımını yapmayı denemişlerdir.

Menfaat ölçütüne göre kamu hukuku - özel hukuk ayırımı yapıldığında, kamu hukuku devlete ait menfaatleri, özel hukuk ise özel kişilere ait menfaatleri düzenleyen hukuk alanları olarak değerlendirilir.
Bu konuda ortaya konan teorilerden biri “menfaat” kavramıyla ilgilidir. Buna göre, kamu hukuku devlete ait menfaatleri, özel hukuk ise özel kişilere ait menfaatleri düzenleyen hukuk alanlarıdır. Bu ölçüt başlangıç düzeyinde kamu hukuku-özel hukuk ayrımını yapabilmek açısından faydalı olmakla birlikte, “menfaat” kavramının belirsizliği ve günümüzde hukuki ilişkilerde devletin ve bireylerin menfaatlerinin iç içe geçmiş olması dolayısıyla eleştirilmektedir. Bir başka teori, hukuki ilişkinin taraflarına göre bir ayrım önerir; eğer hukuki ilişkinin taraflarından biri devletse bu ilişki kamu hukuku ilişkisi, hukuki ilişkinin tarafları bireylerse bu ilişki özel hukuk ilişkisidir. Buna göre, yönetenler ve yönetilenler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kuralları kamu hukuku kuralları, bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kuralları özel hukuk kurallarıdır. Bir başka teoriye göre, kamu hukuku kuralları emredicidir, yani bu kurallar hukuki ilişkinin taraflarınca değiştirilemez veya aksi kararlaştırılamaz. Özel hukuk ise esas olarak irade serbestisine dayanır, yani bu alanda taraflar hukuki ilişkinin içeriğini ve şartlarını serbestçe kararlaştırırlar. Benzer bir teoriye göre ise kamu hukuku ilişkisinde kamu, yani devlet tarafı üstün konumdadır ve güç kullanarak zorlama dahil egemenlik yetkilerine sahiptir, özel hukuk ilişkisinde ise taraflar eşit konumdadır ve birinin diğer üzerinde herhangi bir üstünlüğü söz konusu değildir.
Yukarıda anılan teori veya ölçütlerden birinin genel olarak kabul gördüğünü söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte tüm bu teoriler kamu hukuku-özel hukuk ayrımının bir boyutunu açıklamaktadır. Dolayısıyla bir hukuki ilişkinin mahiyetini belirlerken bu ölçütler çerçevesinde birkaç açıdan değerlendirme yapmak faydalı olacaktır.
Bir hukuki ilişkinin kamu hukuku ilişkisi olup olmadığını tespit etmede yararlanılan ölçütlerin genel olarak kabul gördüğünü söylemek mümkün müdür?
Klasik olarak bazı hukuk alanlarının hangi kategori içinde değerlendirileceği tartışmalıdır. Örneğin iş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri ilgilendirdiği ölçüde özel hukuk alanına girmekte, ancak devletin işverenin karşısında işçiyi korumak için bu alandaki hukuki ilişkileri düzenlemesi veya söz konusu bu ilişkilere müdahale ediyor olması dolayısıyla kamu hukukuna yaklaşmaktadır. Medeni usul hukuku ve icra iflas hukuku da aslında devletin müdahalesi olan ve zorlayıcı gücünü kullandığı hukuk alanları olduğu için kamu hukukuna dâhil edilebilir. Ancak, bu alanlar esas olarak özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin olduğundan özel hukuk içerisinde değerlendirilir ve bu bölümler hukuk fakültelerinde özel hukuk bölümleri içerisinde yer alır.
Günümüzde hukuki ilişkilerin daha karmaşık hale gelmesi ve çevre hukuku, internet hukuku, fikir ve sanat eserleri hukuku gibi yeni hukuk alanlarının ortaya çıkmasıyla birlikte kamu hukuku-özel hukuk ayrımı büyük ölçüde anlamını yitirmiş bulunmaktadır. Buna rağmen özellikle, hukuk fakültelerinde ve hukuk eğitiminde bu ayrımın varlığını koruduğu ve hukuk alanında uzmanlaşmanın bu ayrım çerçevesinde gerçekleştiği söylenebilir. Sonuç olarak, biz de bu bölümde, kamu hukuku-özel hukuk ayrımına bağlı kalarak kamu hukuku dallarını veya başka bir deyişle alt-alanlarını inceleyeceğiz.
Kamu hukukunun dalları; Uluslararası hukuk, Anayasa hukuku, İdare hukuku, Vergi hukuku ve Ceza hukukudur.

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder