27 Ağustos 2015 Perşembe

VERGİ HUKUKU

VERGİ HUKUKU
Günümüzde çağdaş toplumlarda devlet birçok hizmet yerine getirmektedir. Kamu hizmeti adı verilen bu hizmetleri yerine getirebilmek için devlet mali kaynaklara, yani menkul ve gayrimenkul mallara ve paraya ihtiyaç duyar. Mali hukuk devletin bu para ve malları nasıl elde edeceği ve nasıl kullanılacağına ilişkin kuralları içerir. Bu kapsamıyla mali hukuk iki alt-alanı içermektedir: Devletin gelirlerine ilişkin “gelir hukuku” ve devletin giderlerine ilişkin “gider hukuku”. Günümüzde gider hukuku “bütçe hukuku”; gelir hukuku ise “vergi hukuku” olarak isimlendirilmektedir. Bu bağlamda vergi hukuku teriminin geniş ve dar anlamda kullanıldığına da işaret etmemiz gerekir. Geniş anlamda vergi hukuku verginin yanında resim, harç ve şerefiye gibi devletin kamu gücüne dayanarak elde ettiği tüm gelirleri kapsarken, dar anlamda vergi hukuku yalnız vergilere ilişkin kuralları içerir. Dolayısıyla vergi hukuku, devlet ile vergi mükellefleri arasındaki vergi ilişkisinden kaynaklanan hak ve ödevleri inceleyen hukuk alanıdır.
Geçmişte bu konuda tartışmalar yapılmış olmakla birlikte günümüzde vergi hukuku kamu hukuku içerisinde bağımsız bir hukuk alanı olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, vergi hukuku geliştirdiği kendine özgü “mükellef”, “vergi sorumlusu”, “peçeleme” gibi kavramlar; “tarh”, “tebliğ”, “tahakkuk”, “tahsil” gibi işlemlere ilişkin kurallar; “uzlaşma”, “matrah tespit yöntemleri”, “tevkifat” gibi yöntem ve tekniklerle varlığını sürdürmektedir.
Mali hukuk iki alt-alanı içermektedir: Devletin gelirlerine ilişkin “gelir hukuku” ve devletin giderlerine ilişkin “gider hukuku”.
Vergi, kamu giderlerini karşılamak amacıyla devletin veya devletin yetkilendirdiği diğer kamu tüzel kişilerinin, hukuki zorunluluk altında, yasayla belirtilen kurallara göre ve karşılıksız olarak gerçek ve tüzel kişilerin gelir ve malları üzerinden nakdi ya da aynî olarak aldıkları paydır.
Vergi yükümlüsü, vergi yasalarına göre alacaklı vergi dairesine karşı vergiyi ödemekle sorumlu olan gerçek veya tüzel kişilerdir.
Matrah, verginin hesaplanmasına temel oluşturan değer ya da miktardır.
Tarh, vergi idaresinin, çeşitli biçimlerde belirlediği matraha vergi tarifelerinin uygulanmasıyla vergi borcunun hesaplamasına yönelik idari işlemdir.
Vergi hukukunun asli kaynakları arasında, diğer kamu hukuku alanlarında olduğu gibi Anayasa, yasalar ve uluslararası antlaşmalar yer alır. Bunun yanında vergi hukuku açısından kanun hükmünde kararnameler, Bakanlar Kurulu kararları, tüzükler, yönetmelikler, düzenleyici genel tebliğler, Anayasa Mahkemesi kararları ve içtihadı birleştirme kararları da asli kaynaktır. Yardımcı kaynaklar arasında ise açıklayıcı genel tebliğler, genelgeler, sirkülerler, muktezalar, yargı kararları ve öğreti sayılabilir.
Vergi hukuku içerisinde incelenen önemli konulardan biri vergi yasalarının uygulanması meselesidir. Vergi yasalarının hangi devletin veya devletlerin sınırları içerisinde nasıl uygulanacağı, vergi yasalarının yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kalkması, vergi yasalarının yorumu, vergi hukukunda boşluk doldurma ve takdir yetkisi gibi konular bu başlık altında değerlendirilir.
Vergi hukukunda, vergi yasalarının uygulanması meselesi başlığı altında hangi konular değerlendirilir?

Vergi tahakkuku, verginin tarh edilmesinden sonra tahsil edilebilir duruma gelmesi, yani vergiyle ilgili bir alacak hakkının doğmasıdır.
Vergi tahsili, tarh ve tahakkuktan sonra vergi borcunun vergi yükümlüsü tarafından ödenmesidir.
Takas (ödeşme, sayışma), aynı cinsten, ikisi de muaccel (vadesi gelmiş), karşılıklı iki alacağın birbirine sayışılmasıdır.
Devletin vergilendirme yetkisi ve bunun karşılığında kişilerin vergi ödevi vergi hukukunun diğer iki önemli alt-başlığı olarak karşımıza çıkar. Devletin vergilendirme yetkisinde hukuk devleti ve sosyal devlet ilkelerinin önemi ve vergilendirme yetkisinin uluslararası sınırları birinci alt-başlık; vergi yükümlülüğü, vergi yükümlülüğünde ehliyet ve temsil, vergi sorumluluğunun kapsamı ve istisnaları, vergi hukukunda teselsül gibi konular da ikinci alt-başlık altındaki konulardır.
Tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil vergilendirme işlemleridir. Bu işlemlerde uyulması gereken süreler vergi hukukunun önemli konularından bir diğeridir. Vergi hukuku vergi borcunun sona ermesine ilişkin kuralları da içerir. Buna göre, vergi borcu ödeme, zamanaşımı, takas, terkin gibi nedenlerle sona erer.


Geniş anlamda vergi hukuku verginin yanında resim, harç ve şerefiye gibi devletin kamu ■* *   ^ gücüne dayanarak elde ettiği tüm gelirleri kapsarken, dar anlamda vergi hukuku yalmz
vergilere ilişkin kuralları içerir. Dolayısıyla vergi hukuku, devlet ile vergi mükellefleri arasındaki vergi ilişkisinden kaynaklanan hak ve ödevleri inceleyen hukuk alanıdır.


Vergi Hukukunun İlkeleri
Vergi hukukunun temel ilkelerinden biri "‘vergide gen ellik" tir. Vergide genellik; herkesin vergi vermesi, toplumun herhangi bir kesimine vergi ile ilgili ayrıcalık tamnmamasıdır.
Diğer bir vergi hukuku ilkesi olan “vergide adalet” ise mali güce göre vergilemedir. Vergide adalet, çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınması anlamına gelir. Bu anlamda dolaylı vergilerin vergide adalet ilkesine aykırı olduğu söylenebilir.
“ Vergide kanunilik" ise vergi ve benzeri yükümlerin kanunla konulması, değiştirilmesi ve kaldırılmasıdır. Vergiler kanunların altında yer alan düzenlemelerle, örneğin tüzük ve yönetmeliklerle konamaz, kaldırılamaz ve değiştirilemez.

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder