8 Aralık 2015 Salı

İlamlı İcra

İlamlı İcra

İlamsız icra takibi kural olarak para ve teminat alacakları için başvurulabilen bir yoldur. Para ve teminat alacakları dışında kalan alacakların tahsili için ancak ilamlı icra takibi yapılabilir. Örneğin, bir taşınır malın teslimini, bir işin yapılmasını veya yapılmamasını talep eden alacaklı, öncelikle mahkemede dava açmalı ve mahkemeden aldığı ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapılmalıdır. Bununla beraber, para ve teminat alacaklarının tahsili için de önce mahkemede dava açarak ilam alınmasına ve ilamlı takip yapılmasına bir engel yoktur.
İlamlı icra takibi, alacak veya hak bir ilama veya ilam niteliğinde belgeye bağlanmışsa yapılabilir (İİK m. 38). İlam, mahkemece davanın esası hakkında verilen kararın (hükmün) imzalanıp mühürlendikten sonra, yazı işleri müdürü tarafından taraflara verilen nüshasıdır. Kısaca taraflara verilen hüküm nüshası ilamdır (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 301). İlam niteliğinde belge ise, mahkeme kararı olmamakla birlikte, kanunlarda ilam gücünde kabul edilen belgelerdir. Örneğin İİK m. 38’e göre, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki Notr senetleri, mahkeme huzurunda yapılan sulh veya kabul ilam niteliğinde sayılmaktadır.

Kural olarak ilamlı icra takibi yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi şartı aranmaz. Hatta kanun yoluna (istinaf veya temyiz) başvurulması dahi icra takibinin başlatılmasına veya takibe devam edilmesine engel olmaz (HMK m. 350/1). İstinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurulması, icra takibini durdurmamakta ise de kanun yoluna başvuran taraf, bölge adliye mahkemesinden (göreve başlamalarından sonra) veya Yargıtay’dan icranın geçici olarak durdurulmasını talep ettiğini ve hükmolunan para veya eşyanın resmi bir merciye depo edildiğini ispat ederek, icranın durdurulması talebi hakkında karar verilinceye kadar kendisine süre verilmesini icra dairesinden talep edebilir (İİK m. 36). İcra dairesi, borçluya uygun bir süre vererek bu süre içinde takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir. Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar ise kesinleşmedikçe icra edilemeyeceğinden (HMK m. 350/1; m. 367/2), icra takibi yapılabilmesi için kanun yolu incelemesinin sonuçlanması ve hükmün kesinleşmesi beklenmelidir.

İlamlı icra takibi de bir takip talebiyle başlar. Alacaklı takip talebine mahkemeden aldığı ilamı eklemeli ve takip talebinde ilamın tarihi, sayısı ve özeti yazılmalıdır. Takip talebini alan icra müdürü ilama uygun bir icra emri düzenlemeli ve borçluya tebliğe çıkarmalıdır. İcra emri ilama uygun düzenlenmezse, borçlu herhangi bir süreyle sınırlı olmaksızın icra mahkemesinde icra müdürünün işlemine karşı şikayet yoluna başvurabilir. İcra mahkemesi şikayeti haklı bulursa, icra emrinin iptaline karar verir.

İcra emrinde, ilamda belirtilen şeyin ödenmesi, teslim edilmesi, yapılması veya ilama uyulması gibi ihtarlar ile borçlunun başvurabileceği yollara ilişkin kayıtlar bulunur (İİK m. 24/2). Kendisine icra emri tebliğ edilen borçlu, ilamsız icradaki (genel haciz yolu veya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu) gibi her türlü sebebe dayanarak icra emrine itiraz edemez. Borçlu ancak İİK m. 33 ve m. 33/a’da öngörülen sınırlı sayıdaki (borcun itfa edilmesi, borçluya süre verilmesi veya alacağın zamanaşımına uğRaması) sebeplere dayanarak icranın geri bırakılması yoluna başvurabilir. Borçlu, ilamın verilmesi ile icra emrinin tebliği arasındaki dönemde gerçekleşen itfa (borcun sona ermesi olarak anlaşılmalıdır), süre verilmesi ve borcun zamanaşımı uğRaması sebeplerinden birine dayanarak icranın geri bırakılmasını talep etmekteyse, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine müracaat edilmelidir (İİK m. 33/1).

Borçlu, süresi içinde icranın geri bırakılması yoluna başvurmaz ve icra mahkemesinden icranın geri bırakıldığına ilişkin bir karar getirmezse, mahkeme ilamının gereği cebren (zorla) yerine getirilir. Cebri icranın nasıl gerçekleşeceği ilamın konusuna göre değişecektir. Örneğin, bir para borcunun ödenmesi için ilamlı takip yapılmışsa, borçlunun malları haczedilir, satılır ve satıştan elde edilen parayla alacaklar ödenir. Haciz, satış ve paraların paylaştırılması işlemlerinde genel haciz yoluna ilişkin hükümler uygulanır (İİK m. 32; m. 41). Bir şeyin yapılmasına ilişkin ilam söz konusu olduğunda ise, iş başkası tarafından yapılabilecek nitelikteyse, masrafı alacaklının talebiyle bilirkişi tarafından hesap edilerek, ileride borçludan tahsil edilmek üzere alacaklı tarafından ödenerek ya da alacaklı buna razı olmadığı taktirde, önce borçlunun malları haczedilip satılarak elde edilen gelirle iş başkasına yaptırılır (İİK m. 30). Bir işin yapılması için borçlunun mallarının haczedilmesi gerektiğinde ise, hacize ilişkin genel hükümler uygulanır. Eğer işi bir başkasının yapması mümkün değilse, alacaklı icra mahkemesine müracaat ederek borçlunun tazyik hapsi ile cezalandırılmasını talep edebilir.

Bir para alacağının tahsili için açılan alacak davasında, davacı lehine karar verilmiş ve davalı belirli bir meblağı ödemeye mahkum olmuştur. Davalı mahkemenin kararına karşı derhal kanun yoluna (istinaf, temyiz) başvurmuştur. Alacaklı, mahkemeden aldığı karara dayanarak hemen icra takibi yapabilir mi?

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder