Kamu hizmeti kavRamını tanımlamak Kamu hizmeti; Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin toplum ya da toplulukların genel ortak ihtiyaçlarını gereği gibi karşılamak amacıyla ele alıp doğrudan ya da buyruğu ve sorumluluğu altında başkalarına yaptırdığı türlü faaliyetlerdir. Bunun dışında kamu hizmeti; bir kamu tüzel kişisi veya onun denetimi altında bir özel kişi tarafından yürütülen kamu yararı amacına yönelik faaliyetler, ya da yasama organınca kamu hizmeti olarak nitelendirilen idâre ya da onun denetim ve gözetimi altında özel kişilerce, kamu yararı amacıyla, kamusal bir ihtiyacı tatmin için yapılan faaliyetler olarak da tanımlanmaktadır.
Kamu hizmetinin öğelerini saptamak Kamu hizmetinin üç öğesi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kamu hizmetini sunan, ikincisi kamu yararı, üçüncüsü de kamu hizmetinin sunulduğu kişilerdir. Bir faaliyetin kamu hizmeti olarak nitelendirilebilmesi için bu faaliyetin bir kamu tüzel kişisi veya onun gözetim ve denetimi altında özel hukuk kişileri tarafından yerine getirilmesi gerekir. Kamu yararı kavRamını tanımlamak oldukça zordur. O hâlde kamu yararını tanımlama yetkisini, devletin yetkili organlarına bırakmak en çıkar yoldur. Kamu hizmetinin üçüncü öğesi, hizmetin arz edildiği kişilerdir. Kamu hizmetlerinin kamusal ya da özel yönetim yöntemlerine tabi tutulmuş olmalarına göre, kişilerin kamu hizmetleri karşısındaki durumları bazı farklılıklar göstermektedir.
Kamu hizmetlerinin özelliklerini belirlemek Kamu hizmetlerinin hepsine egemen olan ilkeler; süreklilik ve kesintisizlik, düzenlilik, eşitlik ve genellik, tarafsızlık, değişkenlik ve uyarlana-bilirlik ve bedelsizlik ilkeleridir. Süreklilik hizmetin niteliğine göre belirlenir. Herkese ve her zaman aynı biçimde ve yoğunlukta hizmet sunulması da gerekir. Bu, kamu hizmetinin sunulmasında düzenlilik ilkesinin bir sonucudur. Eşitlik ve genellik ilkesi, kamu hizmetinden önceden belirlenen kurallarına uygun olan herkesin yararlanabileceğidir. Kamu hizmetinin idâre tarafından tarafsız olarak herkese yansız biçimde eşit olarak sunulması gerekmektedir. Kamu hizmetinin amacı, toplumun ortak bir ihtiyacının karşılanması olduğuna göre ve toplumun yapısı ile teknik imkânlar zamanla gelişip değiştiğine göre, kamu hizmeti de değişir. Devletin sunduğu geleneksel kamu hizmetleri parasızdır ancak zamanla kamu hizmetlerinden yararlananlar da hizmet türleriyle birlikte çoğalmış, parasız hizmetlerin yükünü aslında o hizmetten yararlanamayanlara yüklendiği görülmüş ve halkın ödeme gücü dikkate alınmakla birlikte hizmetten yararlananlardan belli bir para alınması kabul edilmiştir.
Kamu hizmetlerinin türlerini farklı açılardan sınıflandırmak
Kamu hizmetleri, kendilerini sunan hukuk öznesine göre üçe ayrılırlar: Kamu tüzel kişileri tarafından sunulan kamu hizmetleri, özel hukuk özneleri tarafından sunulan kamu hizmetleri ve ka-mu-özel karma oluşumlar tarafından sunulan kamu hizmetleri. Kamu hizmetleri, konularını oluşturan faaliyetlerin özel kesime de bırakılmasına veya özel kesime tamamen yasaklanmasına göre iki türe ayrılmaktadır. Bunlar, tekel biçiminde yürütülen kamu hizmetleri ve tekel biçiminde yürütülmeyen kamu hizmetleridir. Kamu hizmetleri, yürütüldükleri coğrafi alana göre evrensel kamu hizmetleri, ulusal kamu hizmetleri, bölgesel kamu hizmetleri ve yerel kamu hizmetleri olmak üzere dörde ayrılmaktadır. Kamu hizmetleri, kişilerin yararlanma biçimlerine göre doğrudan doğruya bireysel yararlanma sağlayan kamu hizmetleri ve dolaylı ve birlikte yararlanma sağlayan kamu hizmetleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kamu hizmetleri, konularına göre dört türlüdür: İdari, iktisadi, sosyal, bilimsel, teknik, kültürel kamu hizmetleri.
Kamu hizmetlerinin görülüş usullerini açıklamak Kamu hizmetlerinin görülüş usullerini şu şekilde sıralamak mümkündür: Emanet usulü, müşterek emanet usulü, iltizam usulü, ruhsat (izin) usulü, imtiyaz usulü, yap-işlet-devret usulü, yap-işlet usulü, görevlendirme usulü ve özel yasalarla kurulan derneklerle kamu hizmeti yürütülme usulü. Hizmetin devlet idâresi dışından diğer kamu tüzel kişileri tarafından görülmesine emanet usulü denilmektedir. Bir kamu hizmetinin hasar ve zararı idâreye ait olmak ve onu üstlenen özel hukuk kişisine gelir üzerinden bir pay verilmek suretiyle yürütülmesine, müşterek emanet usulü denir. Kamu hizmetinin önceden kararlaştırılan belli bir bedel karşılığı özel hukuk kişisi tarafından yürütülmesi usulüne iltizam usulü denir. Ruhsat ya da izin usulünde, özel hukuk kişisi ile idâre arasında bir sözleşme bulunmamakta, ruhsat, izin gibi adlar taşıyan ve tek yanlı bir irâdenin sonucu olan idârî işlemler bu ilişkinin temelini oluşturmaktadır. Kamu hizmetinin uzun süreli olarak ilgili idâre ile aralarında imzalanmış bulunan bir idârî sözleşmeye dayalı olarak; sermayesi, kârı, zararı ve hasarı aNonim şirket statüsündeki imtiyazcı bir özel hukuk kişisine ait olmak üzere kamu hizmetinin tekel biçiminde gör-dürülmesine, imtiyaz usulü adı verilmektedir. Bir kamu hizmetiyle ilgili üretim, iletim ve dağıtım etkinliklerine ilişkin işletmelerin yerli veya yabancı özel hukuk öznelerinin kurulup işletilmesi ve belli bir süre sonra karşılıksız olarak söz konusu hizmete ilişkin işletmelerin herhangi bir karşılık ödenmeden idâreye devredilmesi yöntemine yap-işlet-devret usulü denmektedir. Yap-iş-let usulü, 4283 sayılı Yasa ile geliştirilmiş bir usuldür. Görevlendirme usulü, üç ayrı kamu hizmeti alanında uygulanmaktadır: Elektrik enerjisi, ulaşım ve iletişim.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder