İdârenin mal varlığı kavRamını tanımlamak îdâre aygıtını meydana getiren kamu tüzel kişilerinin malvarlıklarına kural olarak idâre hukuku, istisna olarak da özel hukuk hükümleri uygulanır. Çünkü tıpkı idârenin personelinin idâre ile kaynaştığı gibi, idârenin malvarlığı da idâreyle kaynaşmış vaziyettedir. İdârenin malvarlığının büyük bir bölümünü, idârî faaliyetlerin aracını oluşturan eşyalar oluşturmaktadır. Ancak, idârenin malvarlığı da diğer malvarlıkları gibi taşınır ve taşınmaz mallar ile, alacak ve borçlardan oluşmaktadır.
İdârenin kamu mallan ile özel mallarını karşılaştırmak
Kamu tüzel kişilerinin ellerinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallardan kamu tarafından kullanılanlarla bir kamu hizmetine o hizmetin bir öğesi olacak biçimde bağlanmış olan mallar, kamusal mal sayılırlar. İdârenin mülkiyetinde olan ve idârenin üstlendiği görevlerin yürütülmesinde doğrudan doğruya etkisi olmayan mallara idâre-nin özel malları denir.
İdârenin elindeki malların, özel mal mı, kamusal mal mı olduğunu belirlemede, öncelikle kanunlara bakmak gerekmektedir. Kanunlar idârenin mallarından herhangi birisini kamu malı saymışsa, o malın kamu malı sayılması zorunludur. Bir malın kamusal mal olup olmadığı konusunda yasalarda açık bir hüküm yoksa organik koşul ve maddî koşulun birlikte gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmalıdır. Organik koşula göre bir malın kamusal mal sayılabilmesi için bir kamu tüzel kişisine ait olması gerekir. Maddî koşula göre ise söz konusu malın kamunun ortak kullanımına ve yararlanmasına ya da bir kamu hizmetine özgülenmiş (tahsis edilmiş) olması gerekir.
İdârenin gelir kaynakları ve alacakları ile borçlarını özetlemek
Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin gelirleri üç kaynaktan sağlanmaktadır. Bunlardan birincisi; idârenin özel hukuka ilişkin gelir kaynakları ve alacakları, ikincisi idârenin kamu hukukuna ilişkin alacakları, üçüncüsü de idârenin borçlanma kaynaklarıdır.
Kamu Mâlî Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre, idârenin özel geliri; genel bütçe kapsamındaki idârelerin kamu görevi ve hizmeti dışında ilgili kanunlarında belirtilen faaliyetlerinden ve fiyatlandırabilir nitelikteki mal ve hizmet teslimlerinden sağlanan ve genel bütçede gösterilen gelirleri olarak tanımlanmıştır. Kamu alacakları, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin kamu hukukundan doğan ve bu hukuk hükümlerine tâbi olan alacaklarıdır; vergi, para cezası, resim, harç, bedel, ruhsatiye, şerefiye ve kamu kredileri gibi. İdârenin borç kaynakları, kamu kredileri, mahkeme ilâmları, idârenin imzaladığı borçlandırıcı sözleşmeler, idârenin haksız fiilleri, kamu hizmetlerinin genişletilmesi veya yeni bir kamu hizmetinin kurulması, personel giderleri, çeşitli bakım ve onarım masrafları olabilir.
Bazı kamu tüzel kişilerinin kamusal alacaklarının tahsili için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çıkarılmıştır. Bunun dışında kamu tüzel kişileri, her türlü alacaklarını İcra-lflâs Kanununun öngördüğü yönteme göre tahsil edeceklerdir.
îdâreye mal veya hak kazandıran kamusal yöntemler: Kamulaştırma, dolayısıyla kamulaştırma, istimvâl, geçici işgal, devletleştirme, müsadere ve ihâle yöntemleridir.
Kamulaştırma: Mal sahibinin istekli olup olmamasına bakılmaksızın, özel mülkiyet içinde bulunan bir gayri menkulün veya irtifakın yahut kaynağın kamu malları arasında yer almasını sağlayan bir idâri yoldur. Dolayısıyla kamulaştırmada, idârenin bir hukuk dışı davranışı, idârenin bir haksız fiilî söz konusudur ve dolayısıyla da böyle bir uygulama idâre hukukunda fiilî yol olarak adlandırılır.
istimvâl: Taşınır malların kamulaştırılmasını, taşınır ve taşınmaz malların kullanımının geçici olarak idâreye geçmesini, askerlik dışında bireylere bedensel çalışma yükümlülüğü getirilmesini ifade eder.
Geçici işgal: Bir bayındırlık hizmetinin görülmesi esnasında ihtiyaç duyulan taş, kum ve benzeri maddeleri çıkarabilmek ve hazırlayabilmek ya da bazı eşyaları depolayabilmek için özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza, idâre tarafından geçici olarak el konulmasıdır.
Devletleştirme: Yasa ile kamu hizmeti niteliği taşıyan bir özel işletmenin, kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarda, bütün malvarlığı ile idâreye geçirilmesidir.
Zoralım: Ceza hukukunu ilgilendiren yasalarda belirtilen bazı durumlarda, işlenen suçlarda kullanılan veya bu suçlar sonucunda elde edilen belirli malların mülkiyetinin veya suç neticesinde elde edilen bazı kazançların mahkeme kararıyla maliklerinden ya da kazanç sahiplerinden alınarak kamusal bir kuruma verilmesi sonucunu doğuran ve güvenlik önlemi niteliğinde olan bir yöntemdir.
P İhale kavRamı, ihaleye ilişkin temel ilkeler ve idârenin ihale işlemlerini açıklamak İhâle kavRamı; idârenin görev alanına giren hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, karşılığı idâre tarafından ödenmek üzere gerekli mal ve hizmetlerin alınmasına veya bir işin yasada öngörülen usul kurallarına uymak suretiyle oluşturulan rekabet ortamı içerisinde katılan adaylardan en uygun teklifi sunan özel bir kişiye yaptırılmasına yönelik olan sözleşmelerin oluşum süreci olarak tanımlanmaktadır.
2886 ve 4734 sayılı Yasaların hükümlerine göre ihâleye egemen olan ilkeler şunlardır: Açıklık veya saydamlık ilkesi, yarışma ilkesi, uygun bedel ilkesi, ihâleye katılacaklarda belli yetenek ve koşulların aranması ilkesi, yaklaşık maliyetin önceden hesaplanması ve gizli tutulması ilkesi, eşik değer ilkesi, eşit muamele ilkesi, kamuoyu denetimi ilkesi ve 4734 sayılı Yasada öngörülen diğer ilkeler. Devlet İhâle Kanunu’na göre ihâle işlemleri, kapalı teklif yöntemi, belli istekliler arasında kapalı teklif yöntemi, açık teklif yöntemi ve pazarlık yöntemlerinden birine göre yapılabilir. Kamu İhâle Kanunu’na göre ihâle işlemleri, işin niteliğine göre açık ihâle yöntemi, belli İstekliler arasında ihâle yöntemi, pazarlık yöntemi, doğrudan temin yöntemi ve tasarım yarışmaları yöntemlerinden biriyle yapılacaktır.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder