2 Aralık 2015 Çarşamba

KAMU GÖREVLİLERİ KAVRamI

KAMU GÖREVLİLERİ KAVRamI
Îdârenin insan unsuruna kamu görevlileri denir. Genellikle, kamu görevlilerine “kamu personeli” de denmektedir. Başta devlet olmak üzere bütün kamu tüzel kişilerine bakıldığında, tüzel kişilikleri ve bunlara ait araç, gereç ve malları işleten ve harekete geçiren gerçek kişiler görülür. Fakat, bu gerçek kişiler ile içinde çalıştıkları örgüt arasındaki hukuksal bağlar aynı nitelikte olmadığı için, bu kişilerin görev ve yetkileri de aynı değildir.
Bir kişinin kamu görevlisi olabilmesi için, kamu kesimindeki bir örgüte bağlı olarak çalışması gerekir. Kamu görevlileri, kamu tüzel kişilerinin çeşitli birimlerinde kamu hukukuna göre çalıştırılan görevlilerdir (Gözübüyük-Tan, 1998, s.594). Kamu hizmeti gören herkes kamu görevlisi değildir.
Örneğin avukatlar, kamu hizmeti gördükleri hâlde, kamu görevlisi değillerdir. Avukatların kamu görevlisi sayılabilmesi için, bir kamu kurumuna bağlı olarak çalışmaları gereklidir. Bakınız. Danıştay 8. Dairesi, Esas.1993/117, Karar. 1994/306, Danıştay Dergisi, S.90, s.817.

Kamu görevlilerini, geniş ve dar anlamda ayrı ayrı tanımlamak mümkündür. Geniş anlamda kamu görevlileri kavRamı, kamu kesiminde çalışan herkesi kapsamaktadır. Örneğin, devlet başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri, ihtiyar meclisi üyeleri, muhtarlar, hâkimler, subaylar, doktorlar, öğretmenler, hizmetliler geniş anlamda kamu görevlileridir. Dar anlamda kamu görevlileri kavRamı ise devletin siyasal yapısını oluşturan görevliler dışında kalan ve kamu hukuku rejimine tâbi, aslî ve sürekli görevleri yürüten gerçek kişileri kapsamaktadır. Bunlar; hâkimler, subaylar, doktorlar, öğretmenler, hizmetliler gibi çeşitli hukuki statülerde bulunan sivil ve asker tüm kamu görevlileridir.
Türk mevzuatına bakıldığında, kamu görevlisi kavRamının tek bir tanımının bulunmadığı görmektedir. Çünkü, her kanun ya da genel düzenleyici işlem, kendi uygulama alanı ve konusu açısından kamu görevlisinin tanımını yapmıştır. Tıpkı Türk mevzuatında olduğu gibi Türk yargı karar ve içtihatlarında da kamu görevlisinin netleşmiş bir tanımı bulunmamaktadır. Bunun nedeni, özellikle yüksek yargı yerlerinin kendi görev alanları açısından kamu görevlisini tanımlamalarıdır. Çünkü Yargıtay sorumluluk hukuku, Danıştay idârenin yargısal denetimi, Uyuşmazlık Mahkemesi de yargı yerinin belirlenmesi açısından kamu görevlisini tanımlama yoluna gitmişlerdir.

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder