3 Aralık 2015 Perşembe

Tazmini Gereken Bir Zararrn Bulunmaması

Tazmini Gereken Bir Zararrn Bulunmaması

Yukarıda da belirtildiği üzere idârenin yürütmüş olduğu bir faaliyetten ya da idâreye atfedilen bir tutum veya davranıştan dolayı idârenin sorumlu olabilmesi için ortada bir zararın olması şarttır. Zarar ise, bilindiği üzere, bir hukuk öznesinin, kendi iradesi dışında maddî veya manevi varlığında ortaya çıkan kayıp ve eksiklikleri ifâde eder. Eğer ortada somut bir zarar yoksa idârenin tazmin yükümlülüğü de bulunmayacaktır.
Zararrn Zarar Gören Kişinin Kendi Rıza veya Tutum ve DavRamşmdan (Kusurundan) Kaynaklanması
Kişinin kendisine veya malvarlığına yönelik idâre tarafından gerçekleştirilen zarar verici tutum veya davranışa rıza göstermesi, idârenin mâlî sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Bu kuralın hem ahlâkî anlamda hem de hukuksal anlamda sonuçları vardır. Çünkü rıza gösterene karşı haksızlık söz konusu olmaz. Bu durum özellikle idâre tarafından sunulan sağlık hizmetleri çerçevesinde, kişinin vücut bütünlüğüne tedavi amaçlı müdahalelerde ortaya çıkmaktadır. Kişi, sağlığına kavuşabilmek için, vücudunda bazen ilaçla, bazen de cerrahi yöntemlerle müdahale edilmesine rıza gösterdiği için, idârenin bunlardan kural olarak mâlî sorumluluğu söz konusu olamaz.

Zararın zarara uğrayanın tutumundan kaynaklanması ve dolayısıyla da kendisinin kusuru nedeniyle zararın ortaya çıkması idârenin mâlî sorumluluğunu etkilemektedir. Bu etkileme, idârenin hem kusura dayanan sorumluluğunu hem de kusura dayanmayan objektif sorumluluğunu etkilemektedir. Eğer zarar görenin tutum ve davranışı, idâre ile meydana gelen zarar arasındaki nedensellik bağını kesecek nitelikteyse, idâre mâlî sorumluluktan kurtulmaktadır. Zarar görenin tutum ve davranışı, zararın doğmasına neden olan idârenin tutum ve davranışıyla birlikte etkili olmuşsa, idârenin mâlî sorumluluğu, zarar görenin kusuru oranında azalacaktır.

Danıştay, zararın ortaya çıkmasında zarar gören kişinin kusurunun bulunması durumunda, kişinin kusuru oranında tazminattan indirim yapılacağını ancak aym indirimin manevi tazminatta söz konusu olmayacağını ifâde etmiştir. Bakınız. Danıştay 10. Dairesi. Karar Tarihi 08.10.1996, Esas. 1995/1508, Karar. 1996/5887, http://www.danistay.gov.tr/Damş-tay Bilgi Bankası/22.04.2011.

Zarar görenin davranışının, idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırabilmesi veya azaltabilmesi için zarar gören kişinin mutlaka kusurlu olması gerekli değildir. Zarar görenin davranışı kusursuz olsa bile zararın doğumuna sebep olmuşsa veya zararın doğumuna veya ağırlaşmasına katkıda bulunmuşsa idarenin sorumluluğu ortadan kalkar veya azalır. Bundan dolayı, davranışıyla, idarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan, zarar gören kişinin, küçük olmasının veya temyiz kudretinin olmamasının da bir önemi yoktur (Eren, 2010, s.525).

 

KAYNAK: www.puuny.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder