İdârenin kamu hizmetlerini yürütürken birdenbire ortaya çıkan, yani öngörüleme-yen, fakat bilinse önlenebilir olan bir olayın meydana gelmesi, “beklenmeyen hâl”, “umulmayan durum” olarak adlandırılır. Bir başka deyişle beklenmeyen hâller, idârenin kusurlu sorumluluğunu kaldıran ancak kusursuz sorumluluğun devamına engel olmayan, ani, umulmayan veya o sırada bilinmeyen olaylardır (Özgüldür, 1996, s.877).
Beklenmeyen hâller, her ne kadar idârenin dışında gerçekleşmiş olsa da, fiil idârenin kendi içinden çıktığı için idâreye “atıf” ve “isnat kabiliyeti” devam etmektedir. Beklenmeyen hâllere örnek olarak, teknik arızalar gösterilebilir. Örneğin ambulans araç lastiğinin patlaması böyledir. Beklenmeyen durumların oluşması, idârenin kusurlu sorumluluğunu ortadan kaldırmasına rağmen, kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Bir olayın beklenmeyen hâl olarak değerlendirilmesinin koşulları şunlardır:
• Bir olayın beklenmeyen hâl olarak görülebilmesi için, bu olayın idârenin faaliyetleri içinde meydana gelmesi gerekir (Gözler, 2003, s.1337).
• Bir olayın beklenmeyen hâl olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu olayın “öngörülemez” bir olay olması gerekir.
• Bir olayın beklenmeyen hâl olarak nitelendirilebilmesi için bu olayın “önlenemez” nitelikte bir olay olması gerekir. Ancak beklenmeyen hâlde olması gereken “önlenemezlik” şartı, mutlak olmayıp, olayın nedeninin bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Neden önceden bilinmiş olsa, alınacak tedbirlerle olay ve neden olduğu zarar ortadan kaldırılabilecektir (Yayla, 2009, s.370).
Beklenmeyen Durum:
idârenin iradesi dışında oluşan, öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan olaylardır.
KAYNAK: www.puuny.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder